YCGKEsas : 2017/522Karar : 2017/436Tarih : 24.10.2017
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK`nun 188/5. maddesinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
TCK.37, 52, 53, 54, 58, 62, 63, 188
6763 Sa.Ka.38
5320 Sa.Ka.Geç.10
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI:Mahkemesi :Ağır Ceza Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ...`ın TCK`nun 37/1, 188/3-5, 62, 52/2, 53, 54, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis ve 15.000 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye, hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.09.2015 gün ve 240-183 sayılı resen temyize tabi olan hükmün, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 18.01.2016 gün ve 5428-122 sayı ile; "...Diğer itirazların reddine, ancak; ...Diğer sanık ... hakkında bu suçla ilgili olarak açılan ve yakalanamadığı için hükümle birlikte ayırma kararı verilen davanın sonucunun makul süre beklenilmesine, adı geçen sanığın yakalanmış ve hakkında açılan dava derdest ise bu dava ile birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın getirtilerek bu dosyanın içine konması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanık hakkında TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. Yerel mahkeme ise 17.03.2016 gün ve 77-118 sayı ile ilk hükmünde direnerek sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir. Resen temyize tabi olan bu hükmün, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2016 gün ve 159233 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 708-1126 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 13.03.2017 gün ve 58-966 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan kamu davasına ilişkin olarak ayırma kararı verilmiş, sanık ... hakkında uyuşturucumadde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup; direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır. Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK`nun 188/5. maddesinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak, d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak, Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. İncelenen dosya kapsamından; Sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine ilişkin ilk hükmün Özel Dairece, inceleme dışı sanık ... hakkındaki dava sonucunun makul süre beklenilmesi, adı geçen yakalanmış ve hakkında açılan dava derdest ise bu dava ile birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın getirtilerek bu dosyanın içine konulması, sonucuna göre sanık hakkında TCK`nun 188/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasından sonra, yerel mahkemece bozmaya konu edilen inceleme dışı sanık ... hakkındaki dava dosyasının incelenmek üzere getirilmesine karar verilip, 17.03.2016 tarihli oturumda da bahse konu dava dosyası incelenerek bozma gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, yine bozma kararında tartışılması istenen hususu tartışmak suretiyle, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.03.2016 gün ve 77-118 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2015/13607Karar : 2017/4638Tarih : 25.09.2017
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇA İŞTİRAK
TCK.37, 39, 53
---
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hüküm : Mahkûmiyet Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığında, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın 23/04/2010 tarihindeki eylemi TCK’nın 37. maddesi uyarınca diğer sanık S. A. ile birlikte “ fail ” sıfatıyla gerçekleştiren kişi olduğu gözetilmeden yardım eden kabul edilerek hakkında TCK’nın 39. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, 2) Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması Kanuna aykırı, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2016/3033Karar : 2017/4656Tarih : 25.09.2017
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA SANIĞIN ÜZERİNDE ELE GEÇEN PARANIN MÜSADERESİ ATFI CÜRÜM MÜSADERE UYGULAMASINDA KANUN MADDESİNİN GÖSTERİLMEMESİ ÜST ARAMASINDA UYUŞTURUCUYA RASTLANILMAMASI UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNA İŞTİRAK SANIK HAKKINDA KESİNLEŞEN ÖNCEKİ MAHKUMİYET DOSYASININ EKDE BULUNMAMASI KULLANMAK İÇİN KENEVİR BULUNDURMA GEREKÇELİ KARARDA SUÇ TARİHLERİNİN GÖSTERİLMEMESİ TANIĞA UYUŞTURUCU MADDEYİ SATAN ŞAHSIN TEŞHİS ETTİRİLMESİ SES KAYITLARI
CMK.299
TCK.53, 54, 192
CMUK.310
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Suç tarihleri: 26.10.2010, 08.11.2010, 29.11.2010, 30.12.2010, 17.01.2011, 25.02.2011 Hükümler: Beraat ; Sanık ... hakkında Mahkumiyet ; Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., .... ve ... hakkında Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: A - )Sanık ... müdafiinin temyiz talebinin vekalet ücretine yönelik bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; Duruşmaya katılan sanık müdafiinin huzurunda 16.04.2014 tarihinde verilen hükmün, 1412 sayılı CMUK’nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 26.05.2014 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun`un 8/1. ve CMUK`nın 317. maddesi uyarınca sanık müdafiinin temyiz isteğinin REDDİNE, B - )Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanık ...`ın, kendisine ait işyerinde yapılan arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin hakkında verilen mahkumiyet hükmü bozulan sanık ...`ye ait olduğuna dair atfı cürüm niteliğindeki beyanının delil olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, yasal koşulları bulunmadığı halde, sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK`nın 192/3. maddesi uyarınca indirim yapılması, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. Gerekçeli karar başlığında sanık ...`ın doğum yılının "1989" yerine "1993" olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1 - Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıklar ... ve ...`ın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 2 - Sanık ...`ın üzerinde ele geçirilen 130,00 TL paranın suçun işlenmesinden elde edildiğine ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi, 3 - Adli emanette kayıtlı suç konusu uyuşturucu maddelerin ambalajlanmasında kullanılan alet ve ambalaj malzemelerinin müsaderesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi, Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin CMUK`nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun`un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 1 - TCK`nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili (A - 8) ve (C - 9) nolu bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine "Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında, TCK`nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi, 2 - Hüküm fıkrasının kazanç müsaderesine ilişkin (L - 4) nolu bölümünden "Sanık ...`da ele geçirilen 130 TL`nin" ibaresi çıkarılarak, yerine ayrı bir paragrafta "Sanık ...`da ele geçirilen 130,00 TL`nin suçun işlenmesinden elde edildiğine ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığından iadesine" ibaresinin yazılması, 3 - Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin (L - 3) nolu bölümündeki "alet ve ambalaj malzemelerinin" ibaresinden sonra gelmek üzere "TCK`nın 54. maddesi uyarınca" ibaresinin eklenmesi, Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, C - )Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Sanığın yapılan üst aramasında herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilmediği, hakkında verilen mahkumiyet hükmü düzeltilerek onanan sanık ...`ın baskı ve tehdidi altında suçu üstlendiğine dair değişen beyanı, sanık ...`ın sanığın bu beyanını doğrulayan anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın savunmasının aksine, sanık ...`ın suçuna iştirak ettiğine veya sanık ...`a ait işyerinde ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna dair, sanık ...`ın atfı cürüm niteliğindeki beyanları ile sanığın sonradan değiştirdiği soyut beyanı dışında, üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, D - )Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Hükmedilen hapis cezasının süresine göre 5320 sayılı Kanun`un 8/1., 1412 sayılı CMUK`nın 318. ve CMK`nın 299. maddeleri uyarınca sanık müdafiinin duruşma isteminin reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır. 1 - 30.12.2010 tarihinde İsmet Dalhan`dan ele geçirilen maddelerle ilgili Van 1. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2011/665 esas sayılı dosyasında, ilgili şahıs hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılama yapıldığı ve dosyanın kesinleştiği anlaşılmakla; belirtilen dosyanın aslı yada onaylı fotokopilerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması; tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşünülmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması, 2 - Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin gösterilmemesi, 3 - Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, E - )Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Suç tarihinde, sanığa ait ikamette yapılan arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddeyi sanığın satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin delil elde edilemediği, ele geçirilen kenevir miktarının başlı başına satma veya başkasına verme amacını göstermeyeceği, söz konusu kenevirden elde edilecek esrar miktarı ve sanığın tüm aşamalarda istikrarlı bir şekilde keneviri kullanmak için bulundurduğunu beyan etmesi de dikkate alındığında, sanığın eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, F - )Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1 - 26.10.2010 tarihinde ...`dan ele geçirilen maddelerle ilgili Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2010/1439 esas sayılı dosyasında, yine 26.10.2010 tarihinde Günay Kadıcık`tan ele geçirilen maddelerle ilgili Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2010/1440 esas sayılı dosyasında, 08.11.2010 tarihinde Kadir Aydın`dan ele geçirilen maddelerle ilgili Van 1. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2010/1469 esas sayılı dosyasında ve 30.12.2010 tarihinde ...`dan ele geçirilen maddelerle ilgili Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2011/285 esas sayılı dosyasında, ilgili şahıslar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılama yapıldığı ve dosyaların kesinleştiği anlaşılmakla; belirtilen dosyaların aslı yada onaylı fotokopilerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması; tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşünülmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması, 2 - Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin gösterilmemesi, 3 - Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 4 - Sanığa ait ikamette yapılan aramada ele geçirilen 2000,00 TL, 50 Euro ve 100 Dolar paranın suçun işlenmesinden elde edildiğine ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, G - )Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1 - 29.11.2010 tarihinde İsmail Kuşçi`den ele geçirilen maddelerle ilgili Van 1. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2011/674 esas sayılı dosyasında ve 17.01.2011 tarihinde ...`ten ele geçirilen maddelerle ilgili Van 2. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2011/642 esas sayılı dosyasında, ilgili şahıslar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılama yapıldığı ve dosyaların kesinleştiği anlaşılmakla; belirtilen dosyaların aslı yada onaylı fotokopilerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması; tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşünülmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması, 2 - Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin gösterilmemesi, 3 - Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, H - )Sanık ... Hussein Saeed hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; 1 - a - 29.11.2010 tarihinde İsmail Kuşçi`den ele geçirilen maddelerle ilgili Van 1. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2011/674 esas sayılı dosyasında ve 30.12.2010 tarihinde ...`dan ele geçirilen maddelerle ilgili Van 1. Sulh Ceza Mahkemesi`nin 2011/352 esas sayılı dosyasında, ilgili şahıslar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılama yapıldığı ve dosyaların kesinleştiği anlaşılmakla; belirtilen dosyaların aslı yada onaylı fotokopilerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması; b - 29.11.2010 tarihli olayla ilgili fiziki takip tutanağı ve iletişim tespit tutanaklarının hem sanık ... hem de sanık ... Hussein Saeed hakkındaki mahkumiyet hükmüne esas alındığı gözetildiğinde;... `nin tanık olarak dinlenilmesi ve mümkünse canlı olarak, mümkün değilse fotoğraftan uyuşturucu maddeyi satan şahsın teşhis ettirilmesi; ayrıca sanıklar ... ve ...`in 29.11.2010 tarihli olayla ilgili konuşmaların kendilerine ait olmadığını beyan etmeleri karşısında, sanıkların ses örnekleri aldırılarak, ses kayıtlarının sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi`ne veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması, ses kayıtlarının sanıklara ait olduğunun belirlenmesi halinde, telefon konuşmalarının somut olay ve olgularla örtüşüp örtüşmediğinin ayrı ayrı irdelenip değerlendirilmesi; Tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşünülmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması, 2 - Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin gösterilmemesi, 3 - Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 4 - Sanığa ait ikamette yapılan aramada ele geçirilen 12.000,00 TL paranın suçun işlenmesinden elde edildiğine ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2016/3036Karar : 2017/4693Tarih : 26.09.2017
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA TEDAVİ VE/VEYA DENETİMLİ SERBESTLİK KARARINDA KANUN YOLU İTİRAZ KANUN YOLU SUÇ TARİHİNİN YANLIŞ YAZILMASI ŞAHİT NUMUNELERİN İSTİRDADI
TCK.53, 54, 191
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hükümler: 1 - Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet: Sanıklar Kürşat, Saydun, Ali Sunday, Turgay, Halil hakkında Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A - Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan tedavi ve denetimli serbestlik kararına yönelik kanun yolu incelemesinde: Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu`nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/10 - 785 - 2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK`nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazlarla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suçla ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`na İADESİNE, B - Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelemesinde; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1 - "Sanıklar ... ve ... hakkındaki suç tarihi: 08/10/2009, Sanık ... hakkındaki suç tarihleri: 06/10/2009 - 10/12/2009, Sanık ... ve ... hakındaki suç tarihi: 26/11/2009 " olan suç tarihlerini gerekçeli karar başlığında "06/10/2009 - 08/10/2009 - 18/11/2009 - 26/11/2009 - 10/12/2009" olarak gösterilmiş olması, 2 - Sanıklar hakkında TCK`nın 53. maddesi uygulanırken Anayasa Mahkemesi`nin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete`de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, 3 - Emanette kayıtlı uyuşturucu maddenin TCK`nın 54/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken, TCK`nın 54. maddesi gereğince müsadere edilmesi ve Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan şahit numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı, sanıklar Ali Sunday ve Saydun ile müdafileri, sanıklar Kürşat, Turgay ve Halil`in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 1 - Gerekçeli karar başlığında yazılı “06/10/2009 - 08/10/2009 - 18/11/2009 - 26/11/2009 - 10/12/2009” olan suç tarihlerinin çıkarılarak yerine “Sanıklar ... ve ... hakkındaki suç tarihi: 08/10/2009, Sanık ... hakkındaki suç tarihleri: 06/10/2009 - 10/12/2009, Sanık ... ve ... hakındaki suç tarihi: 26/11/2009” yazılması, 2 - Sanıklar hakkında TCK`nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete`de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılmasına, 3 - Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin kısmına “kayıtlı bulunan uyuşturucu maddelerin” ibaresinden sonra gelmek üzere "ve Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü`nce suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin" ibaresinin ve ayrıca aynı fıkranın son kısmında yer alan “TCK 54/1” ibaresi çıkarılarak, yerine “TCK 54/4” ibaresinin yazılması, Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, C - Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün vekalet ücreti yönünden incelenmesinde; Beraat eden sanık hakkındaki hükmün vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği ancak avukat ...`in vekaletnamesine dosyada rastlanılmadığının belirlenmesi karşısında; karar tarihinden önce düzenlenip vekaletnamesi bulunup bulunmadığı avukat ...`den sorulup varsa dosyaya eklendikten sonra karar verilmesi gerektiği halde bu husus araştırılmadan karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA, D - Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; İletişimin tespit çözüm tutanaklarının içerikleri, fiziki takip tutanakları ve tüm dosya kapsamından, sanık ...`ın 10/12/2009 tarihinde ...`e esrar vereceğinin değerlendirilmesi üzerine yapılan takipte, Mehmet`in üzerinden 3 gr esrar çıktığı, sanık ...`ın Mehmet`e esrarı verdiğini kabul ettiği, sanık ...`in ise 04/09/2009 tarihinde ...ile buluştuğu ve Eray`ın üzerinden 20,84 gr esrar ele geçirildiği, Mesut`un esrarı Eray`a kendisinin verdiğini söylediği, Eray`ın da üzerinde ele geçirilen esrarı Mesut`un verdiğini beyan etmesi karşısında, ... ve ...`in üzerlerine atılı suçlar sabit olduğu halde dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle beraatlerine hükmedilmesi, Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi
Y20CDEsas : 2017/407Karar : 2017/4648Tarih : 25.09.2017
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇUN FAİLİNE İNDİRİM SUÇA YARDIM EDENE İNDİRİM BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA TCK`nın 37. maddesi anlamında fail olan sanık hakkında TCK`nın 39. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayinİ VE Hükümde, Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle TCK`nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, bozma sebebidir.fk
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hüküm : Mahkûmiyet 2 - Cumhuriyet Savcısı Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1 - Olay tutanağı içeriğine, sanık Abdi Nas`ın beyanlarına, parmak izi raporu ile dosyadaki diğer belge ve bilgilere göre, TCK`nın 37. maddesi anlamında fail olan sanık hakkında TCK`nın 39. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini, 2 - Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK`nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, suçun niteliği ile tutuklu kalınan süre, bozma sebebine, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine, oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2017/5296Karar : 2017/4699Tarih : 26.09.2017
KENEVİR EKME ( Zamanaşımı ) DAVA ZAMANAŞIMI ( Kenevir Ekmek )
CMK.223
TCK.53, 66, 67
CMUK.322
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma - Kenevir ekme Hüküm : Mahkûmiyet Tebliğnamedeki Düşünceler : Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün onanması Sanıklar hakkında kenevir ekme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün bozulması Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A - Sanıklar hakkında kenevir ekme suçundan verilen hükümlerin incelenmesinde; Suç tarihinden inceleme tarihine kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1 - e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, B - Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen hükmün incelenmesinde; TCK`nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2016/3030Karar : 2017/4668Tarih : 25.09.2017
ZİNCİRLEME SUÇ ( Uyuşturucu Madde Ticareti ) UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA
TCK.43
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hüküm : Mahkûmiyet Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "13.02.2015, 15.02.2015" yerine “13.02.2015” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Aynı suç işleme kararı ile değişik zamanda uyuşturucu madde satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilen sanık hakkında TCK`nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Bozmaya uyularak yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2015/9508Karar : 2017/4748Tarih : 27.09.2017
UYUŞTURUCU SANIĞININ ANATEM`E TEDAVİYE GİTMESİ ANALİZ RAPORUNUN DOSYADA BULUNMAMASI ( Uyuşturucu Ticareti ) SORUŞTURMA EVRAKININ DOSYADA BULUNMAMASI UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA---
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hükümler : Mahkûmiyet Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Sanıklar Canan, Mehmet, Veysel ve İzzet hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin yapılan temyiz incelemesinde; 1 - Mağdure ...`in 13.11.2011 tarihinde Çocuk Şube Müdürlüğü`nde alınan ifadesinde, Akdeniz Üniversitesi bünyesinde bulunan AMATEM`e tedavi için gittiğini beyan ettiği anlaşılmakla, bu husus araştırılarak varsa hastane evraklarının getirtilmesi, 2 - Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı`nın 2011/72179 nolu soruşturma evraklarının aslı yada onaylı örneklerinin getirtilerek dosyaya konulması, 3 - Sanık ...`e ait evde 14.11.2011 günü yapılan aramaya ilişkin tutanak suretinin aslı veya onaylı örneği dosya içerisinde bulunmadığından, aslı yada onaylı örneklerinin temini, 4 - Sanık ...`in evinde ele geçen maddelerle ilgili uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığı konusunda, uzman bir kurum veya kuruluş tarafından düzenlenen analiz raporunun dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, rapor alınmış ise dosyaya eklenmesi, alınmamış ise ele geçen uyuşturucu maddeye ilişkin rapor aldırılması ve bu olaya ilişkin sanık hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının araştırılmasından sonra, sanıkların hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin ve sanıklar Canan, Mehmet ve İzzet`in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Y20CDEsas : 2015/10055Karar : 2017/4611Tarih : 21.09.2017
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA GİZLİ SORUŞTURMACININ SANIKLARDAN BİRDEN ÇOK KEZ UYUŞTURUCU MADDE SATIN ALMASI ZİNCİRLEME SUÇ ( Gizli Soruşturmacının Birden Çok Kez Uyuşturucu Madde Satın Alması ) Gizli soruşturmacıların asıl görevi, "uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak" değil, "suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir." Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıklardan birden çok kez uyuşturucu madde satın alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım - satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden, atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıkların cezasının, TCK`nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesi, Kanuna aykırıdır.fk
TCK.43, 53, 188
---YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ KARARI:Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma 22/07/2011 - 23/07/2011 – 25/07/2011 Hükümler : Mahkûmiyet Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A - Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde; 5237 sayılı TCK`nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi`nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile artırma ve indirme nedenleri tartışılarak yaptırımların eleştiri dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, B - Sanıklar Özcan, Ali ve Muzaffer hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde; Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 Esas, 2015/135 Karar ve 2014/848 Esas, 2015/136 Karar sayılı Kararlarında da açıklandığı üzere; gizli soruşturmacıların, sanık ...’dan 22/06/2011, sanık ...’den 09/07/2011, sanık Muzafferden ise 14/07/2011 tarihlerinde suç konusu uyuşturucu maddeleri satın alması üzerine sanıkların ``satmak için uyuşturucu madde bulundurma`` suçu belirlenmiş ve bu suçun delili elde edilmiştir. Buna rağmen, gizli soruşturmacının sanıklardan farklı tarihlerde tekrar uyuşturucu madde satın alması gereksiz olduğu gibi görevi kapsamında da değildir. Öte yandan, gizli soruşturmacıların asıl görevi, ``uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak`` değil, ``suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir.`` Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıklardan birden çok kez uyuşturucu madde satın alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir ``alım - satım`` söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıkların cezasının, TCK`nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.